Keratokonus Nedir?

Keratokonus, gözün saydam dış tabakası olan korneanın sivrilerek öne doğru çıkması ve zamanla incelmesi sonucu oluşan bir göz hastalığıdır. İlerleyici bir hastalık olan keratokonus, tek gözde görülebileceği gibi, iki gözde de gelişebilir. Korneadaki bu sorunun tedavi edilmemesi, görüş bozukluğuna ve hatta kalıcı körlüğe neden olabilir.

 

Keratokonus Nedenleri

Keratokonus hastalığının nedeni tam olarak bilinmese de genetik faktörlerin bu hastalığın gelişmesinde büyük rol oynadığı söylenebilir. Bu nedenle, ebeveynleri, birinci dereceden yakın akrabalarında veya aile bireylerinde keratokonus hastalığı bulunan kişilerin düzenli olarak göz kontrolü yaptırması gerekir. Erken teşhis ile hastalığın ilerlemesinin önüne geçmenin mümkün olduğu unutulmamalıdır.

Keratokonus hastalığının diğer nedenleri arasında çocukluk döneminde geçirilen bahar nezlesi ve gözün sürekli ovuşturulması yer alır. Hassas kornea yapısına sahip çocukların gözlerini ovuşturması daha sonrasında keratokonus hastalığını tetikleyebilir.

Bunun dışında, göze uyumlu olmayan kontakt lens kullanımı, kronik göz tahrişi, doğumsal göz anomalisi, bazı hormonal etkiler, ultraviyole ışınları, korneadaki kolajen seviyesinin az olması, tavuk karası hastalığı (gece körlüğü), Down sendromu ve bazı bağ dokusu hastalıkları da keratokonus hastalığına neden olabilir.

 

Keratokonus Görülme Sıklığı

Yapılan son araştırmalara göre, kadınlara kıyasla erkeklerin keratokonus hastalığına yakalanma ihtimali daha fazladır. Genellikle ergenlik döneminde başlayan keratokonus, aktif olarak ilerleyebilir ve 40’lı yaşlarda stabil hale gelir. Hastalığın görülme sıklığı ise 10 binde 5’tir.

Keratokonus Belirtileri

Keratokonus hastalığı, iki gözü de farklı şekillerde etkileyebileceğinden, ortaya çıkan belirtiler de buna bağlı olarak değişiklik gösterir. Yaygın olarak görülen belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

•Görüşte bulanıklık (Miyop ve astigmatta zamanla artışa bağlı),

•Çarpık, eğik görme,

•Gözde kamaşma,

•Gözde ışığa karşı hassasiyet, parlamaya,

•Görüntü çoğalması

•Gözde kızarıklık, kaşıntı ve şişlik

•Gece görüşünde bozukluk

•Daha öncesinde kullanılan kontakt lensin göze tam olarak yerleştirilememesi

•Gözlük numaralarında (özellikle miyop ve astigmatta sık sık artış,

 

Keratokonus Tanısı

Keratokonusun erken dönemde teşhis edilmesi zor olabilir. Ancak, ailesinde keratokonus öyküsü bulunan kişilerin rutin göz muayenesinde bu hastalık erkenden tespit edilebilir. Aynı zamanda, keratokonus belirtileri gösteren kişilerin vakit kaybetmeden doktora başvurması sonucunda yapılacak detaylı göz muayenesinde de tanı konabilir. Bu muayenede, korneal topografi adı verilen yöntem kullanılarak göz yüzeyinin haritası çıkarılıp kornea kalınlığında incelme olup olmadığı ve bu sayede kornea yüzeyinin durumu detaylı bir şekilde incelenebilir.

 

Keratokonus Tedavisi

Keratokonus hastalığında, tedavi planını hastalığın ne şekilde seyrettiği belirler.

1.Hastalığın ilerlemesinin durdurulması: Korneadaki dikleşmenin ilerlediği ve korneadaki incelmenin giderek arttığı vakalarda Corneal Cross Linking (CCL) -Çapraz Bağlama tedavisi uygulanır. İlerlemenin daha çok olduğu gençler ve hamilelik öncesinde kadınlarda daha çok tercih edilir. Corneal Cross Linking (CCL), riboflavin(B2 vitamini) ve Ultraviole A ışınları yardımıyla korneadaki kollejen ve fibrillerin çapraz bağlama ile güçlendirilmesini sağlayan bir tedavi yöntemidir. Ameliyathanede steril şartlarda uygulanmaktadır. Bu tedavi ile hastalığa bağlı korneanın öne doğru ilerlemesi ve incelmesi durdurulur. Çapraz bağlama tedavisi uygulanan hastaların neredeyse tamamında görme kaybının önüne geçilir ve aynı zamanda hastaların birkısmında görme keskinliğinde artış sağlanır.

2.Görsel rehabilitasyonun sağlanması: CCL uygulandıktan sonra hastalığın erken dönemde fark edildiği vakalarda, gözlük kullanılarak görüş bozukluğunun önüne geçilebilir. Daha ileriki aşamalarda ise kontakt lens kullanılması gerekebilir. Bu noktada, net görüş sağlayan gaz geçirgen orta yapının sert, dış kısmın ise yumuşak olduğu hibrit-melez kontakt lensler veya skleral kontakt lensler tercih edilebilir.

3.Keratokonus tedavisinde uygulanan bir diğer yöntem de Ring-Halka tedavisidir. Sert plastik yapıdaki protezlerin kornea içine yerleştirildiği halka tedavisi, Gözlük ve kontakt lens kullanmayan hastalarda, hastalığın artık ilerlemediği ya da çok ilerlememiş olduğu hastalarda uygulanır. Ayrıca, bu tedavi yönteminin uygulanabilmesi için korneanın çok incelmemiş ve dikleşmemiş olması gerekir. Tedavi sonrasında, gözlük veya lens kullanma ihtiyacı tamamen ortadan kalkmadığı için, bu yöntemin sıklıkla tercih edildiği söylenemez.

4.Yukarıda belirtilen tedavi yöntemlerinin işe yaramadığı ve hastalığın son evreye kadar ilerlediği vakalarda kornea nakli yapılır. Keratoplasti olarak da adlandırılan bu operasyon, genellikle göz nakli ile karıştırılsa da bu yöntemde, korneanın sadece bozulmuş dokusu sağlıklı doku ile değiştirilir. Tam ya da yarım kat nakil şeklinde gerçekleştirilebilen bu operasyonda başarı oranının oldukça yüksek olduğu söylenebilir.

Leave a reply